İş gücü piyasası, işçilerin emeklerini arz ettiği ve işverenlerin bu emeği talep ettiği bir ekonomik alandır. Bu piyasada işverenler çalışanları istihdam etmek için rekabet ederken, işçiler de sunulan ücret ve çalışma koşulları doğrultusunda işverenlere emeklerini sunar. Arz ve talep dengesine bağlı olarak ücretlerin ve çalışma koşullarının belirlendiği iş gücü piyasasında, son yıllarda rekabet hukuku ile iş gücü piyasalarını karşı karşıya getiren yeni kavramlar gündeme gelmektedir. Özellikle çalışan ayartmama ve maaş sabitleme anlaşmaları, iş gücü piyasasında rekabeti kısıtlayarak piyasanın işleyişine zarar vermektedir.
Bu tür anlaşmalar işverenler arasında açık veya örtülü şekilde yapılmakta olup, iş gücü piyasasında az sayıda işverenin çok sayıda çalışan üzerinde rekabet ettiği bir ortamda önemli olumsuz etkilere yol açmaktadır. Maaş sabitleme ve çalışan ayartmama anlaşmaları, işçilerin adil ücret almasını ve kariyer ilerlemesini kısıtlayarak işverenler lehine bir dengesizlik yaratır ve sonuç olarak, rekabetin engellenmesi işçilerin daha iyi ücret ve çalışma koşullarına erişimini sınırlandırırken, işverenlerin yetenekli iş gücünü çekme kabiliyetini de zayıflatır.
Piyasalardaki etkin rekabeti sağlamak, rekabeti engelleyen bozan veya kısıtlayan davranışları önlemek amacıyla düzenlenen 4054 sayılı “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun” çerçevesinde Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, Ağustos 2023’de ülkemizdeki iş gücünün yurt dışına yönelmesine sebebiyet verdiğinden dolayı çalışan ayartmama anlaşması yapan şirketlere uyarıda bulunmuştu. Aynı zamanda çalışanların refahını düşüren ihlallere etki bir müdaheleyi amaçladıklarını da dile getirmişti. Mayıs 2024’de ise okul kayıt ücretlerini ve öğretmenlerin maaşlarını birlikte tespit etmesi sebebi ile Fransız liselerine 22 milyon TL para cezası verilmişti.
Son yıllarda rekabet otoritelerinin radarına sıklıkla girmeye başlayan iş gücü piyasası hakkında 4054 sayılı “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun”a ek olarak “İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz Taslağı” Rekabet Kurumu tarafından 16 Eylül 2024 tarihinde ikincil bir mevzuat olarak kamuoyu görüşüne açıldı. Kamuoyu görüşüne açılan bu kılavuz taslağı ile rekabet hukukunun iş gücü piyasalarındaki uygulama esasları netleştirilmesine ve iş gücü piyasasında uygulanan bazı prensiplerin belirginleştirilmesine yönelik bir adım atıldı. Son yıllarda iş gücü piyasalarına ilişkin rekabet ihlallerinin artan önemi nedeniyle bu alanda belirlilik sağlanması ihtiyacı doğdu. Bu belirliliğin sağlanması amacıyla da 4054 sayılı “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun”çerçevesinde “İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz Taslağı” hazırlandı.
Hazırlanan “İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz Taslağı” ile ortaya koyulan temel ilkeler şu şekiledir:
- İş gücü piyasası da teşebbüslerin rekabet ettiği alanlardan biri olarak değerlendirilir. Bu sebeple, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi çerçevesinde, iş gücü piyasalarında yapılan rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalar hukuka aykırı ve rekabet hukukunun ihlali kapsamında olarak değerlendirilir.
- Rekabet Kurulu, çalışanların ücretlerinin sabitlenmesi veya çalışma koşullarının sınırlanmasına yönelik anlaşmaları, mal veya hizmet piyasalarındaki fiyat tespiti anlaşmaları gibi değerlendirir ve bu tür ihlalleri kartel niteliğinde kabul eder.
- Türk rekabet hukukunda, çalışan ayartmama anlaşmaları iş gücünün yapay bölüşümünü hedefledikleri için 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi (b) bendi kapsamında kartel olarak değerlendirilir ve rekabet ihlali sayılır; bu anlaşmalar doğrudan ya da üçüncü taraf aracılığıyla da yapılabilir.
- Rekabet karşıtı bilgi değişimleri, teşebbüsler arası anlaşmaların bir parçası olabilir. Özellikle çalışan ayartmama ya da ücret tespiti anlaşmalarının sürdürülebilmesi için teşebbüsler rekabete duyarlı bilgileri paylaşabilir. Ancak iş gücü pazarında bu tür bilgi değişiminin rekabeti kısıtlayıcı olup olmadığı somut olay özelinde değerlendirilir.
- Asıl anlaşmanın birincil amacını oluşturmayan ancak anlaşmanın hayata geçirilmesi ve sürdürülmesi için doğrudan ilgili, gerekli ve orantılı olan sınırlamalar yan sınırlama niteliği taşır ve yan sınırlama olduğu tespit edilen kısıtlamalar 4054 sayılı Kanun’un 4. Maddesi kapsamında değerlendirilmez. Fakat yan sınırlama niteliği taşımadığı tespit edilen kısıtlamalar kanun kapsamında ele alınır. Bir sınırlamanın yan sınırlama olarak değerlendirilebilmesi için aranan doğrudan ilgililik, gereklilik ve orantılılık ölçütleri kılavuz taslağında açıklanmıştır.
- Teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliği kararları rekabeti sınırladığı durumlarda 4054 sayılı Kanun’un 5. Maddesi çerçevesinde muaf tutulur, ancak iş gücü piyasalarında ücret tespiti ve çalışan ayartma anlaşmaları gibi orantısız kısıtlamalar muafiyet kapsamına girmez.
- 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi, bir teşebbüsün hâkim durumunu kötüye kullanarak rekabeti sınırlamasını yasaklar ve iş gücü piyasalarında çalışan hareketliliğini kısıtlayan dışlayıcı davranışlar bu kapsamda değerlendirilir.
- Etkin rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralamarı yasaklayan 4054 sayılı Kanun’un 7. maddesi çerçevesinde bu tür işlemlerin iş gücü pazarına olan etkileri çeşitli faktörler üzerinden analiz edilir.
İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz Taslağına bu linkten ulaşabilirsiniz: