Avrupa Birliği (AB), Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında 2025 itibarıyla uzun zamandır beklenen 17. yaptırım paketini hayata geçirdi. Bu yeni paket, içerdiği kapsamlı tedbirlerle Rusya üzerindeki ekonomik baskıyı artırmayı hedeflerken, yaptırımların Türkiye gibi üçüncü ülkeler aracılığı ile aşılmasını engellemek üzere de bazı yenilikleri içinde barındırmaktadır.
17. Yaptırım Paketinin İçeriği:
17. yaptırım paketi, önceki paketlerin devamı niteliğinde olmakla birlikte bazı özgün unsurlar içermektedir. Özellikle Rusya’nın petrol ihracatında kullandığı “gölge filo” olarak adlandırılan gizli tanker ağı bu paketin ana hedeflerinden birini oluşturmaktadır. AB, halihazırda zaten153 petrol tankerini kara listeye alarak bunların AB limanlarına ve hizmetlerine erişimini engellemesine rağmen yeni paketle 189 gemi daha bu listeye eklenmiş ve toplam 350 civarında gemi yaptırım kapsamına alınmıştır.
Yeni paketin bir diğer önemli boyutu ise Rusya’nın savunma sanayisi ve savaş teknolojisine erişiminin daha da kısıtlanma amacıdır. Bu kapsamda, Rusya’nın askeri ve endüstriyel yapılanmasına bağlı 75 kişi ve kuruluş yaptırım listesine alınmıştır. Ayrıca hem sivil hem askeri amaçla kullanılabilecek ürünlerin ticaretine yönelik yeni kısıtlamalar da gündeme getirilmiştir. AB menşeli bazı kimyasalların özellikle füze üretiminde kullanılabilecek türde olanların Rusya’ya ihracatı tamamen yasaklanmıştır. Benzer şekilde, makine aksamları ve takım tezgâhı bileşenleri gibi potansiyel askeri uygulaması olabilen bazı kritik mallar da Rusya’ya yasaklı ihracat listesine eklenmiştir. AB’nin bu adımları, Rusya’nın savaşta ihtiyaç duyduğu ileri teknolojileri ve malzemeleri temin etme kabiliyetini zayıflatmayı hedeflemektedir.
En dikkat çekici yeniliklerden biri de yaptırımların üçüncü ülkeler üzerinden dolanılmasına karşı doğrudan alınan önlemlerdir. AB bu kez, yaptırımları deldiği tespit edilen üçüncü ülke şirketlerini de hedef almıştır. Özellikle çift kullanımlı malların ticaretine karışan 30 civarında şirket yaptırım listesine dahil edilmiştir. Bu şirketlerin bazıları Türkiye, Kazakistan, Sırbistan, Özbekistan, Vietnam ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Rusya’ya mal akışında köprü olduğu düşünülen ülkelerdir. Nitekim, söz konusu 30 şirketin yaklaşık bir düzinesinin Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Sırbistan, Vietnam ve Özbekistan gibi ülkelerde kayıtlı olduğu belirtilmiştir. Yaptırım listesine giren bu şirketler için AB pazarına erişim kısıtlanacak, mal varlıkları dondurulacak ve AB finansal sisteminden faydalanmaları engellenecektir. Böylece AB, son yaptırım paketlerinde giderek artan biçimde mevcut yaptırımların üçüncü ülkeler aracılığıyla delinmesini önlemeye odaklanmıştır.
Türk Şirketlerine Olası Etkileri:
17. yaptırım paketinin Türk şirketlerine doğrudan ve dolaylı çeşitli etkileri olması beklenmektedir. Savaş süresince; Rusya ile hiçbir zaman dondurulmayan gerek politik gerekse de ticari ilişkiler, Batı tarafından Türkiye’nin yaptırımların yarattığı boşlukları dolduran bir ticari rota haline geldiği eleştirilerinin yükselmesine neden olmuştur.
AB’nin gölge filo olarak adlandırılan tanker ağına yönelik yaptırımları, enerji taşımacılığında ve lojistik süreçlerde dolaylı aksamalara sebep olabileceği tartışılırken; Karadeniz ve Akdeniz’de faaliyet gösteren ve Türk boğazlarını kullanan bazı petrol tankerleri kara listeye alınmış, bu gemiler sigorta ve liman hizmetlerinden mahrum kalmıştır. Bu durum taşımacılık maliyetlerini artmasına ve gecikmelere yol açma ihtimallerini kuvvetlendirecektir. Türkiye, boğazlardan geçişte sigortalı olma şartı aradığından, bu tür gemiler için sigorta temininde güçlükler doğabilecek ve dolayısıyla, Rusya’dan Türkiye’ye veya Türkiye üzerinden üçüncü ülkelere yapılan petrol sevkiyatlarında aksaklıklar yaşanması muhtemel hale gelecektir.
Buna ek olarak, 17. yaptırım paketi kapsamında bazı yüksek teknoloji ürünleri ve makine parçalarının Rusya’ya ihracatı yasaklanmıştır. Bu durum, söz konusu ürünleri Türkiye’de üreten Türk şirketlerinin faaliyetlerini de zorlaştıracaktır. Hem enerji lojistiğinde hem de sanayi ürünleri tedariğinde Türk şirketleri için riskler ve yeniden yapılanma gereklilikleri söz konusu olacaktır.
AB’nin 17. yaptırım paketi, Rusya’ya yönelik baskıyı artırırken Türkiye gibi üçüncü ülkeleri de dolaylı olarak hedef alarak yaptırımlara uyum konusunda mesaj vermektedir. Türkiye’nin AB ile olan ekonomik ilişkileri, bu yaptırımların etkisini daha belirgin hale getirirken, Türk şirketleri Rusya ile ticaret fırsatları ile AB ile ilişkileri sürdürme arasında bir dengeli bir yaklaşım sergilemek zorunda kalacaktır.